Kayıtlar

Bir Adayış

Bir Adayış Boşluğa salınan ipteyiz Yok bir denge Geceyi bırakınca bize Sessizce Öylesine Ruhlar aramaya başlar bir ikincisini Salve regina tınısı sarar bedeni Yıkılan evin önünde uzanırsın eteğin götürmediği yere bir histeri halidir o an savruluşun zaman dışılığı duyumsadığı o zemine önünde uzayan taş merdivende korkuyla bakarsın ışık huzmesinin sardığı geceye elinde taşıdığın bakır kapta suyun ateşidir, yakar sürüklenirsin çıplak ayakların götürdüğü yere sıyrılışın eteğin örtüsünden bir hicapsızlık hali değildir o an Bir andır o senin yokluğunda, geceye sunulan titrek ellerinden boşalan suyun sesi kç. 2017 Ağustos-İstanbul

Eşik

 eşik Akıl ile düş arasında asılı kalan bir zamanda Gidiyordum seninle Gölgene dalacak kadar yakın olan ben Endişe sancılarıyla dolanırken Geçiyordum ateşin soğuğundan Dokunmuyordu kimse Oradan geçerken İç içe geçen iki eşik durdu karşımızda Bir ses duyuldu ve sen gittin emir gelmemişti bana her zamanki bekleyişlerden farklı dururken eşik dışında yığınların çığlıkları uzağında seni beklediğini iddia edemeyecek kadar bekleyişti bu sen, uzak düştüğüm yüzüme vuran tufanın ateşi yakıyor son kelimelerimle gel derken sana çeviremiyorum kapı kolunu elim kesik

Eski sayfalardan yarım kalan şiirler

Suskun Şair Bir ses vardı ilkin Eflatun rengi hayallere bürünmüş Saat kulesindeki yelkovanın telaşında Bir o kadar da acemi Bir ses vardı ilkin Sesteki sessizliğin tılsımları Konuştukça suskunluğa gömülen Kahinlerin bilemeyeceği türden Bir ses ki suskunlar cemiyetinden Zamanın Lebid’inden Sahi, sesin sahibi Nerdesin? (2010, Ankara) & Yanılgı Şehrin en bilindik sokaklarının Açık unutulan lambası Işık alıyor ruhunu Konuşmayı unutuyor kadın Sukutla sayıyor ışığa yakalanan kelebekleri İşte o an Sanki tuzla buz oluyor şehrin gürültüsü Bir kadın ki kaşlarını süsleyen yazması ile Bakışları kelebekte O kanatların kalkıp inişi yok mu? O gizlenen renk cümbüşü yok mu? Yükseklere olan özlemi yok mu? ... (2012, Ankara)

Mardin ve güzel insanı Süryaniler'e

Resim
                                                          Ah güzel Ahmet Abim benim                                                           Gördün mü bak                                                           Dağılmış pazar yerlerine benziyor şimdi istasyonlar                                                           Ve dağılmış pazar yerlerine memleket                                                            …                                                            E. Cansever (Mendilimde Kan Sesleri şiirinden)                                                                   Yıl 2013, Mayıs ayı. Birkaç arkadaşla beraber yolumuz Mardin'e düştü, netice de biraz tedirgindik, Türkiye'nin Batı'sında doğmuş ve büyümüş biri için Mardin çok yabancı bir şehirdi, Türkiye'nin doğusunda kalıyordu, muhtemel terör olayların olmasından korkuyor ama yine de korkularımızı kısa bir süreliğine bir kenara bırakıp yol almak istiyorduk. Şanlıurfa’dan birkaç saat uz